Tasavvuf Müziği’nin sevilen ismi Mustafa Demirci ile söyleşimizde hem müziğe dair, hem hayata dair hem de sanatçının çalışmalarına dair konuştuk.
Dini Musiki’nin temellerinin çok eskilere dayandığını anlatan Demirci, köklerimizin bu kadar sağlam olmasına karşın Cumhuriyet Dönemi’nde radyoda Caz ya da Pop Müzik gibi yabancı eserlerin bu topluma dayatıldığını ve böylece de bağların koptuğunu aktardı.
Dünyada eskilerin deyimiyle iletişimde 3 dil olduğunu belirten Demirci, Lisan-ı Kal, kelam ile; Lisan-ı Hal bedeni dili ile; Lisan-ı Lahm’ın ise müzikle anlatım olduğunu söyledi. Bunlardan da en etkilisinin de Lisan-ı Lahm olduğunu vurguladı.
"Dini Musiki, Cami ve Tekke musikisi diye ayrılır" diyen Demirci, bunlardan cami musikisinde enstrüman olmayan ezan, kamet, salâ gibi unsurların olduğunu Tekke Müziğinde ise müzikle terbiyenin esas olduğunu belirtti.
Türkiye’de dini musikide ezan, kamet gibi sesin ön palan çıkan unsurlarına da değinen Demirci bu alanda yapılan yanlışlara da dikkat çekerek esprili anlatımıyla örnekler sunmaktan da geri durmadı.
Keyifli sohbetin ardından güzel sesi ve eşsiz yorumuyla katılımcıların kulaklarının pasını da silen Demirci ile hatıra fotoğrafı çekilmesiyle program sona erdi.
